Accenture
TECHNOLOGY VISION 2016
Her yıl Accenture araştırma şirketinin teknoloji vizyon grubu gelecek 3 ila 5 yıl için yükselecek bilişim eğilimlerinin tanımlandığı vizyon raporu yayınlanmaktadır. Şirketin yayınladığı bu rapor, bir yıl öncesinden başlanarak, içinde özel sektörden, kamudan ve akademik dünyadan yüzlerce uzman ve yöneticiden alınan değerlendirmelerin olduğu bir fikir havuzunun oluşturulması ve değerlendirilmesi ile ortaya konulmaktadır. Oldukça kapsamlı şekilde derlenen bilgiler ışığında yükselen temaların belirlenmesinde bir takım kriterler göz önünde bulundurulmaktadır. Genel olarak yükselen temalarda konunun işletmelerin gerçek problemleriyle ne kadar ilgili olduğuna bakıldığı belirtilmektedir. Özellikle konunun işlenebilir olmaya elverişli olmasına, organizasyonların 3 yıl içinde yapacağı dönüşümler ile ilgili olmasına, endüstriye temel üretimin ötesinde katkı yapmasına ve mevcut çözümleri ikame etmek yerine kökten değişime yol açarak teknolojik değişimi yönlendiren fikirler olmasına odaklanıldığı belirtilmektedir.
Accenture 2016 Teknoloji Vizyon Raporunda insan odaklı bir süreç öngörülerek, dijital dünyanın kazananlarının teknolojik yeteneklerini öne çıkaranlardan çok bu süreçte insanın aldığı önemli rolü kavrayanlardan çıkacağı belirtilmektedir. Rapora göre tüketicinin ihtiyaç ve davranışlarındaki dönüşüme ayak uydurmak halen hayati bir önem arz etse de, firmaların esas olarak kavramaları gereken, firmanın kendi kültürünü ve yeteneklerini değişimi ve yükselen yeni teknolojileri özümseyebilecek şekilde dönüştürmesinde yatmasıdır. İşletmeler gerek tüketicileri, gerek işgücünü veya iş ortakları ekosistemini teknolojiye anında adapte olabilecek şekilde uyumlanacağı bir sürekli öğrenme ,yeni çözümler üretme , yeni dönüşümleri önceden görebilme ya da bu dönüşümü yaratabilme kültürünü benimsemeliler. Yaratılması gerektiği belirtilen bu yeni dijital kültürün 4 ayak üzerinde yükseldiği belirtilmektedir. Bunlardan ilki şirketlerin dijital dönüşümün hızına yetişmek, bu çağın gerektirdiği hızlı çözüm arayışlarına ve ihtiyaç duyduğu yeni yetenek ve süreçlerine ,bu dönüşümün sürekliliği ve yarattığı yeniliğe anında adapte olabilecek bir bu kültürü içselleştirmesidir. İkincisi işletmelerin veri yoğun çalışan organizasyonlara dönüşmesi böylece içgüdülerine güvenen yöneticilerin eliyle şekillenen organizasyonların, temel karar verme yeteneklerini veri ile sağlamlaştıran işletmeler haline dönüşmesinin sağlanmasıdır. Üçüncüsü dijital yeteneklerini çeşitlendirmekten kaçınılmaması böylece müşterilerini dinleyerek ihtiyaçlardaki dönüşümü dijital yetenekleri ile birleştirebilecek ve yaratacağı çeşitliliğin merkezinde teknolojiyi tutarak bu çeşitliliği kucaklayabilecektir. Yeni dijital süreç yeni riskleri de beraberinde getirecektir. Dijital işletmeler, geleneksel işletmelerin hiç karşılaşmadığı yeni güvenlik problemleri, müşteri gizliliğine karşı sorumluluk, verinin saydam şekilde kullanımı ve yeni teknolojilerin etik yönlerine yönelik durumlar ile karşılaşacaklardır. Bu anlamda yeni dijital kültürün 4. ayağı olarak işletmelerin öncelikle “Dijital Güven” kavramını geliştirmeleri beklenmektedir.
Accenture’nin raporu bu çerçevede önümüzdeki 5 yıl için 5 eğilimin ortaya koymaktadır:
Akıllı otomasyonlar; büyüme ve yeniliklerin yeni çıkış rampası olarak görülmektedir. Yapay zekadan gücünü alacak sistemlerin daha önce eşi görülmemiş miktarda bilgiyi, çok farklı yapılardan toplayıp; insan, veri ve sistemi içine alacak ve bu ekosisteme uygun çözümler üreteceği bir yapı oluşturacaktır.
Merkezine insanı alan rapor, ikinci trendin Likit İşgücü olduğunu belirtmektedir. Şirketler dijital döneme ayak uydurmak için gerekli teknoloji ve araçlara yoğunlaştığı, fakat en nihayetinde işin temelinde kritik noktanın iş gücü olduğu, bu anlamda şirketlerin doğru teknolojinin ötesinde, bu teknolojiyi kullanacak değişime anında ayak uydurabilecek “likit işgücüne” ihtiyacı olduğu vurgulanmaktadır.
Platform Ekonomisinin, yıkıcı inovasyonun yeni dalgası olacağı ve endüstride şekillenmekte olan platform tabanlı teknoloji yoğun, bir ekosistem yükseldiği belirtilmektedir. Bu doğrultuda dijital ekonomide başarının temelini oluşturacak uyarlanabilir, ölçeklenebilir ve birbirine bağlı platform ekonomisi yükselecektir.
Her işletme artık dijitalin dönüştürücü gücünü anlamış durumda ve bu ilgilerini çekecek bir iş modelinin ötesinde; güçlü ve tahmin edilebilir bir bozulma üretmektedir. Bu süreç endüstriler arasındaki sınırları da yok ederken, dönüşümü öngörmek ve fırsatı değerlendirme artık her kesim için mümkün hale gelmektedir.
Son trend olarak ise Dijital Güvenden bahsedilmektedir. Buna göre tüketicinin dijital dönemde yarattığı veri, işletmelerin çalışmalarının temelini oluşturacaktır. Bunun işletmece kullanımı sınırları yüksek etik standartlara bağlı dijital güvenin yaratılması ile mümkün olacaktır.
Technology vision 2016 raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Talih Öztürk