Kellogs
THE FUTURE OF THE BIOMEDICAL INDUSTRY IN AN ERA OF GLOBALIZATION
Biyomedikal endüstrisinde meydana gelen birçok yenilik bilimsel araştırmaların bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Çözüm aranan problemler günden güne zorlaşsa da başarılı sonuçlar veren çalışmaların ekonomik büyümeye olan katkısını yadsınamaz ölçüde büyük olmaktadır. Northwestern Üniversitesi Kellogg işletme okulunda hazırlanan rapor bu soruna eğilmektedir. Rapora göre biyomedikal endüstrisine yönelik araştırmaları temel ve sorun odaklı olmak üzere iki grup altında incelediğimizde; temel araştırmaların sorun odaklı araştırmalara nazaran Pazar ihtiyaçlarını karşılamadığı görülmektedir. Bununla birlikte temel araştırmalar sorun odaklı araştırmaların hareket alanını arttırıcı bir çok teknik ve bilgiyi ürettiği için her iki araştırma türünün dönemsel finansal kısıtlara rağmen özel sektör ve kamu fonlarınca desteklendiği görülmektedir. Özellikle insanın genetik özelliklerini inceleyen genom projesinden elde edilen bulguların ticari olarak pazara sunulacak ürün ve metotlara dönüşecek olgunluğa ulaşması uzun soluklu araştırma projelerinin sonuçlarının gözlenmesi açısından önem taşımaktadır. Genom projesiyle birlikte hastalıkların daha kesin ve etkin biçimde tespiti, izlenmesi ve tedavisinin gerçekleştirilmesi beklenmektedir. Kişisel tıp kavramı olarak adlandırılan bu yaklaşımda kişiye özel teşhis ve tedavi yöntemleri biyomedikal araştırma alanındaki en yenilikçi yaklaşımı ifade etmektedir.Raporda kişisel tıbbın gelişmesine imkan veren biyomedikal teknolojilerin başında; DNA dizinleme, proteomik (protein bilimi), nanoteknoloji, kök hücre tedavisi ve gen terapisinin geldiğinden bahsedilmekte ve bunlar üzerinde durulmaktadır.
DNA Dizinleme
DNA dizinleme işleminin gelişiminde mikro akışkanlar ve mikroserilere ait fiziki özelliklerin anlaşılmasının büyük rolü bulunmaktadır. Her iki fenomen sayesinde bireye ait genetik kod bir CD boyutunda kaydedilebilecektir. Raporda DNA dizinlenme sayesinde kanser ve diyabet gibi karmaşık hastalıkların etkileşim halinde bulundukları mutasyona uğramış nükleotidlerin analizinin sağlanacağı öngörülmektedir. Yine oto-immün hastalıklar ile genetik hastalıkların karşılaştırmalı tespitinde DNA dizinleme yöntemi büyük bir gelecek vaat ettiği düşünülmektedir.
Proteomik(Protein Bilimi)
Protein bilimi insan genomuna çok farklı bir bakış açısıyla ele almaktadır. Genetik kodun farklı proteinlerin bileşiminden oluştuğu düşünüldüğünde “tek gen – tek fonksiyon” paradigmasını kökten değiştiren bir araştırma alanı olarak görülmektedir. Normal bir insanda 25000-30000 arasında gen olduğu düşünüldüğünde proteomik alanında çalışan bilim insanlarının bir milyondan fazla farklı protein yapısı ile karşı karşıya olduğunu söylemek mümkündür. Proteomik alanı dinamik bir biçimde biyo işaretçi uygulamaları ve ilaç araştırmalarında gelişimi hızlandırıcı bir araştırma alanı olarak değerlendirilmektedir. Biyo işaretçi (biomarker) alanında ise hastalık, süreç, farmakolojik dinamikleri ve toksisite işaretçiler olmak üzere birçok farklı alana yönelik işaretçi teknoloji yayılım göstermiştir.
Nanoteknoloji
Raporda nanoteknoloji genel amaçlı bir araştırma alanı olmakla birlikte vücut içi moleküler düzeyde hastalıklara yönelik araştırmaların daha kısa sürede sonuçlanmasında büyük aşamalar kaydedilmesinde önemli rol oynayan bir araştırma alanı olarak değerlendirilmektedir. Nanosensörler, nano klinik tanı uygulamaları, moleküler düzeyde medikal araçlar ve hücre güdümlü ilaç salınımı gibi alanların gelişiminde nanoteknoloji araştırmaları başat rolde yer almaktadır. Nanoteknolojinin görece olarak eski bir teknolojik alan olan görüntüleme teknolojilerine olan etkisi ise oldukça dikkat çekicidir. Moleküler görüntüleme denilen yeni bir araştırma alanın ortaya çıkışında nanoteknolojinin aracı etkisi büyüktür. Özellikle hücre seviyesinden protein seviyesinde hastalıkların tanısına yönelik yaklaşım bu teknoloji sayesinde hızlanmaktadır.
Kök Hücre Tedavisi
Kök Hücre tedavisi bazı ahlaki kaygılara rağmen hastalıkların tedavisinde kullanılabilecek en etkin yöntemlerden birisi olarak kabul edilmektedir. Kök hücre tedavisinde embriyonik ve yetişkin olmak üzere iki tür kök kullanılmaktadır. Etik tartışmalar embriyonik kök hücrelerin elde edildiği süreçlere yönelik yapılmaktadır. Kök hücre tedavisi kronik kalp yetmezliği ve diyabet için özellikle büyük gelecek vadeden sonuçları içeren ön araştırma bulguları içermektedir. Bunun yanı sıra Parkinson ve Alzheimer gibi nörodejeranatif hastalıkların tedavisi içinde umut vaat etmektedir.
Gen Terapisi
Gen terapisi, 1990’lı yılların başında kamuoyuna da yansıyan birçok başarısız örneğe rağmen bugün gelinen noktada kişiye özel tedavinin gerçekleştirilmesinde en çok gelecek vaat edilen uygulamaların başında gelmektedir. Özellikle genom da oluşan mutasyon ve genetik olarak eksik gene sahip bireylerin tedavisinde kullanılması hedeflenmektedir. Raporda özellikle kanser tedavisinde kullanılması beklenen virüs kökenli gen tedavilerine yönelik tartışmalar devam etse de biyoteknolojinin altın çağının gen terapisi uygulamalarının yaygınlaşmasıyla yaşanacağı beklenmektedir.
The future of the biomedical industry in an era of globalization raporu burada özetlediğimiz biyo-teknoloji trendleri haricinde biyomedikal alanını iş modelleri, politika trendleri, Pazar yönelimleri gibi farklı açılardan ele almaktadır.Rapora buradan ulaşabilirsiniz.
Kemal Yayla